1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
00:14:08,360
Yahu, biz İstanbul'dan geliyoruz. Kızılderililer için de Türk'tür derler hani.
00:14:13,160
-Kenan Abi, var mı öyle birşey? -Yok oğlum öyle bir şey, topla, topla!
00:14:16,880
Yahu... Ben çıkarayım efendim.
00:14:19,480
Kasımpaşa'dan apaçi Selim'in selamı var desek?
00:14:22,960
Ben çıkarayım efendim.
00:14:24,840
Buyrun... Lemi Bey...
00:14:29,160
Sikmeseler bari.
00:14:31,480
-Kenan Bey, buyrun. -Hay Allah!
00:14:34,920
-Aziz Efendi, bir konsolosluğa haber etsek. -Ederiz.
00:14:41,480
O boynunuzdakinin özel bir manası var mı?
00:14:45,120
Anneciğimin verdiği muska. Her türlü musibetten ve badireden korur dedi.
00:15:05,480
Selamlar... Ah birader, acil durum. Şunu hemen İstanbul'a çekiver.
00:15:13,320
-Bu ''A'' mı ? -Okuma yazman da mı yok ?
00:15:16,920
-Ver... -Çek şunu.
devamı yükleniyor...