1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
00:16:43,440
Ey Amerika! Sen de bir rüyadan ibaretmişsin.
00:17:10,720
Ona bir su tutaydın yahu?
00:17:13,120
Konuşma lan! Bu boku beraber yedik, ceremesini beraber çekeceğiz.
00:17:17,120
Aziz, seni taa Fizan'a sürerler.
00:17:20,400
Bak bakalım bir etrafına... Zaten ebesinin Fizan'ındayız.
00:17:25,040
O elması bulmadan ölmek yok. Tamam mı?
00:18:15,840
Bir hafta, on gün aç bilaç dolanıyorlar etrafta.
00:18:18,880
Bir ara diyorlar, silahlanalım; silah alalım, peşlerine düşelim elması alanların.
00:18:23,200
Ama silah da öyle öpücükle verilmiyor tabi. Para yok, pul yok.
00:18:26,600
Sikir git lan zübüş.Defol!
00:18:29,280
Sonra diyolar, ulan bari karnımızı doyuracak bir iki işe girip çıkalım.
00:18:33,240
Öyle iş dediysek, öyle yatırım gerektiren işler değil tabi.
00:18:42,840
Horse washing! ln and out!
00:18:45,840
Sıhhatler olsun!
devamı yükleniyor...