1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
00:01:59,760
Vedat abi, Amerikan başkanı sultana bir hediye gönderiyor. Sultanımıza.
00:02:03,640
Sultanımız da diyor ki, ben de diyor karşı bir hediye göndereyim diyor.
00:02:08,640
Benim dedemin babası, Teşkilat-ı Mahsusa'dan Aziz Vefa...
00:02:13,000
...bir de Hazine'den, yine memur, Lemi Galip...
00:02:17,080
Bunlara bir görev veriyor. Diyor ki; ne diyor?
00:02:19,680
Benim diyor, hediyeyi diyor, başkana diyor, götürün diyor.
00:02:26,120
-Çıkıyorlar saraya... -Saraya mı çıkıyorlar?
00:02:29,240
E yok, Dolmabahçe sahilinde mi buluşacaklar sultanla ya?
00:02:32,400
-Saraya çıkıyorlar. -Tamam anlat. Ne bozuyosun ya?
00:02:35,480
Oğlum anlatacam da siz önce bir dinlemesini öğrenin.
00:02:38,600
Bir insanın anlattığı karşısındakinin dinleyebildiği kadardır.
00:02:41,920
Hee.
00:02:49,520
Sultanın huzuruna geliyorlar. İşte sultanın elini öpüyorlar.
00:02:53,080
- Sultan da bunları öpüyo mu? -Ya bi dakka be oğlum, sulandırma yaa.
devamı yükleniyor...