1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
00:35:42,040
Güzel kardeşim, batıyı ne gözünde bu kadar büyütüyorsun...
00:35:44,960
Bundan yüz sene evvel Versay sarayında tuvalet yoktu ya.
00:35:47,800
Kral direk saraya sıçıyordu.
00:35:49,520
O vals dediğin oyun, boka basmamak için icat edilmiş bir dans...
00:35:53,240
Aman bunu da hep söylerler. Sonra ne oldu peki?
00:35:55,880
İşte matbaanın bize geç gelmesi... Falan filan...
00:35:59,520
Ne oluyor ya?
00:36:02,400
-Hoo... -Hoo...
00:36:04,160
Hoo...
00:36:12,280
Sakin...
00:36:29,200
-Kadın mı bu ya? -Kadın tabii oğlum...
00:36:31,360
Baksana nereye ateş ediyor nereyi vuruyor... Oradan anla.
00:36:35,320
Aziz Efendi, ne oldu ya? Bir batı hayranlığı başladı...
00:36:38,560
Oğlum, batının iyi yanlarını alacan.
devamı yükleniyor...