1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
01:10:37,800
Ya sen ne yapıyorsun?
01:10:39,760
Bu yaptığın sana hiç yakışıyor mu Lesh?
01:10:42,400
Size herifin kellesini getirin dedik, meşhur ettiniz adamı!
01:10:45,960
Şu hale bak! Kaç poz resim çektirdi!
01:10:48,880
Bırak lan kolayı şimdi!
01:10:50,320
Elmas şefte dedin, sendeymiş!
01:10:52,960
Ben bir kere size ''Elmas şefte'' falan demedim!
01:10:55,080
İşinizi hallettiniz de mi elması soruyorsunuz?
01:10:57,680
Hem sen ne karışıyorsun? Benim işim Johnny Lesh'le!
01:11:00,920
Johnny Lesh falan yok ulan! Osmanlıyız. Ben Lemi Galip. Bu kardeşim de Aziz Vefa.
01:11:06,160
Osmanlı ha!
01:11:08,200
Aksanınızdan anlamalıydım, ''Gala gulu gala gulu gala gulu...''
01:11:11,440
Çıkar ulan elması! Ağzına yüzüne mermi doldururum şimdi ha!
01:11:14,720
Bu yıldız benim göğsüme gökten düşmedi anladın mı!
devamı yükleniyor...