1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
01:17:57,480
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime..''
01:18:15,640
Vay! Ne tuhaf sözleri var ha...
01:18:18,960
Yaa... İngilizceye çevrilince biraz manasını yitiriyor tabii.
01:18:22,720
Sanki beni anlatıyor ama: Ağlarım ben halime... Ha ha...
01:18:27,120
- Sen niye ağlayasın be Suzan? -Daha ne olsun be Aziz?
01:18:31,360
22 yaşımdayım. Annemin kankan kızı, babamın kızılderili olduğunu...
01:18:35,160
...daha yeni öğreniyorum.
01:18:38,400
Benim babam da hamaldı. Bütün yükü annem çekerdi...
01:18:41,800
Eeee?
01:18:43,280
Yani etraftan alay ederlerdi falan.
01:18:45,800
Babadır neticede, bağrına basacaksın.
01:18:48,720
-Birazcık kumarı var. -Kızılderili diyorum!
01:18:52,080
Yahu... Böyle kızılı beyazı yoktur böyle şeyler.
01:18:55,400
Er geç herkes anlayacak bütün dünyanın kardeş olduğunu.
devamı yükleniyor...