1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
01:03:01,440
Aziz ben fenayım...
01:03:03,120
Bana bak! Ben elması yoklamaya gidiyorum. Ayrılma bir yere...
01:03:07,480
Olur.
01:03:54,440
Kıpırdama! Kumarbaz!
01:03:57,960
İstenmeyentüy!
01:03:59,840
Değil. Aziz Vefa, Teşkilat-ı Mahsusa'dan... Gizli polis.
01:04:04,360
-Ama söyledik artık. Çık! -At o silahı elinden!
01:04:07,120
-Kızılkayalar ben. -Anladım o kadarını...
01:04:09,960
Sultanın emaneti elması almaya geldim.
01:04:12,640
Türksün demek...
01:04:14,800
Türkler kızılderili diyorlar, doğru mu?
01:04:17,280
Şştt! Öyle birşey değil lan o! Kızılderililer Türktür derler.
01:04:20,400
Bırak tatavayı de çıkar elması!
01:04:22,280
Vay! Vay! Vay! Çıkar elması da gidelim diyorsun ha?
devamı yükleniyor...