1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
01:04:25,120
Öyle demedim. ''Ver elması !'' dedim.
01:04:26,960
-Pajero! -Değil be! Suzan Van Dyke!
01:04:30,200
Herkes uyurken elması alıp ilerleyecektin değil mi?
01:04:32,800
Ne alakası var Suzan! Vesvese yapma!
01:04:34,640
-Kimse kıpırdamasın! -Lemi!
01:04:36,720
-Pontiac! -Nam-ı diğer, Johnny Lesh!
01:04:39,040
-Bir karar verin amına koyayım be! -En son Johnny Lesh!
01:04:42,040
Johnny Lesh'im ben! Canını almaya geldim.
01:04:44,680
Johnny Lessssh! Sen ha! Mary Lou'nun katili!
01:04:48,440
Mary Lou mu? Annemin adını sakın ağzına alma! Sen mi anlattın?
01:04:51,160
-Hayır canım! -İstenmeyentüy...
01:04:53,560
İstenmeyentüy benim! Konuşurken yüzüme bak!
01:04:55,800
-İstenmeyentüy, kızım... -Ne kızı? Neden bahsediyorsun sen?
01:04:59,680
Bana bak çıkar elması! Vurdurtma kendini!
devamı yükleniyor...