1. Yüzyıl'da, padişahın özel bir göreviyle Amerika'ya yollanan Osmanlı yetkilileri Aziz Bey ve Lemi Bey'in başından geçenler, gerçek bir macera romanını aratmıyor. Bir tren yolculuğu sırasında, yanlarında bulunan paha biçilmez bir elması, treni basan haydutlara kaptırırlar. Bu büyük kaybın ardından, hem değerli taşı geri almak hem de kaybettikleri parayı yeniden kazanmak için çareler ararlar.
öncesi yükleniyor...
01:21:31,600
Günaydın Aziz.
01:21:34,560
Kellesini uçuracağım ama sonra ne bok yiyeceğiz?
01:21:38,120
Maaşallah... Şef de dün akşam pokerde paraları berhava etti efendim.
01:21:42,520
Kabileye gittim. Üstüme başıma bir şeyler aldım.
01:21:45,680
Bunlar da sizinmiş galiba, bizim oğlanlar getirdi.
01:21:49,160
Kusura bakmayın...
01:21:58,080
Ne oldu ya? Yüzünüzden düşen bin parça.
01:22:01,600
Ha? Ne oldu?
01:22:04,640
Ben şerifin ağzından laf alabilirim belki?
01:22:07,320
-Kadınlığımı kullanarak... -Hayır! Kullandırtmam!
01:22:10,840
-Hangi kadınlığı Suzan? -Ne varmış efendim kadınlığında?
01:22:15,880
Kasabada herkes çalışacak. En ufak ipucunu bile değerlendirmemiz lazım.
01:22:20,040
Öğrenelim bakalım elması nereye saklamış.
01:22:22,240
-Kızılderili sezgilerim diyor ki... -Aman Şef!
devamı yükleniyor...